Bal, doğadan gelen eşsiz lezzeti ile hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Köklü geçmişe sahip medeniyetlerin şifa kaynağı olarak kabul ettiği önemli bir besin kaynağıdır. Yapılan kazı çalışmalarında M.Ö. 7000 yıllarına ait olduğu düşünülen fosiller ve mağaralarda yer alan kabartma resimler bulunması, bal üretiminin çok eski bir geçmişe sahip olduğunu kanıtlar.
Bal; içeriği nedeniyle sindirimi kolay, besleyici ve pek çok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellik gösteren fonksiyonel bir gıdadır. Vücudun enfeksiyonlara karşı direncini arttırmaya ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye katkı sağlar. Ayrıca, vücudumuzun ihtiyacı olan şeker ve enerjiyi bize doğal yollardan verir. Kasların gevşemesi ve kas yorgunluğunun daha kısa sürede geçmesine yardımcı olur.
Cure Bee Organic olarak hava kirliliğinden ve kimyasal alanlardan uzak bir yerde, doğanın içinde bulunan kovanlarımızdan topladığımız ballarımızı hiçbir katkı maddesi kullanmadan tamamen organik bir şekilde üretiyoruz. Sağlık sektöründen gelmenın bilinciyle hayalimiz, şifa içeren bir ürünü insanlara suna bilmek.Önce arıları sevdik,üretirken mutlu olduk ,sağlık ve mutluluk getirmesi ümidiyle
Bal; bitki nektarlarının, bal arısı tarafından toplandıktan sonra kendine özgü maddelerle birleştirerek değişikliğe uğrattığı ve petekte depolayarak olgunlaştırdığı üründür.
Organik Bal ise arılar tarafından depolanan balın, üretimden tüketime kadar tüm aşamalarında suni besleme ve kimyasal ilaçlama yapmadan, organik tarım alanlarında veya doğal yapısı bozulmamış florada her aşaması bir kontrol veya sertifikasyon kuruluşunca denetlenerek ve sertifikalandırılarak üretilen baldır.
Organik bal üretiminde yavrulu çerçevelerden bal süzülmesi ve bu işlem esnasında sentetik kovucu maddelerin kullanılması yasaktır. Organik Bal, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 1/12/2004 tarihli ve 5262 sayılı Organik Tarım Kanununa dayanılarak hazırladığı yönetmelik kurallarına göre üretilmektedir.
Arıcılık ürünlerinin organik üretim olarak nitelendirilmesi; kovanların özelliklerine, çevre kalitesine, arıcılık ürünlerinin özenle elde edilmesine, işlenmesi ve depolanması koşullarına bağlıdır. Balın yapısında yaklaşık olarak 200 çeşit bileşen bulunmaktadır. Bal içerdiği vitaminler, mineraller, organik asitler, flavonoidler, fenolik asitler, aminoasitler ve enzimler nedeniyle sindirimi kolay, besleyici ve pek çok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellik gösteren fonksiyonel bir gıdadır.
Bal; bitki nektarlarının, bal arısı tarafından toplandıktan sonra kendine özgü maddelerle birleştirerek değişikliğe uğrattığı ve petekte depolayarak olgunlaştırdığı üründür.
Organik Bal ise arılar tarafından depolanan balın, üretimden tüketime kadar tüm aşamalarında suni besleme ve kimyasal ilaçlama yapmadan, organik tarım alanlarında veya doğal yapısı bozulmamış florada her aşaması bir kontrol veya sertifikasyon kuruluşunca denetlenerek ve sertifikalandırılarak üretilen baldır.Organik bal üretiminde yavrulu çerçevelerden bal süzülmesi ve bu işlem esnasında sentetik kovucu maddelerin kullanılması yasaktır.
Organik Bal, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 1/12/2004 tarihli ve 5262 sayılı Organik Tarım Kanununa dayanılarak hazırladığı yönetmelik kurallarına göre üretilmektedir.
Balın yapısında yaklaşık olarak 200 çeşit bileşen bulunmaktadır. Bal içeriği nedeniyle sindirimi kolay, besleyici ve pek çok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellik gösteren fonksiyonel bir gıdadır.
BALIN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Su İçeriği
Balın su içeriği, temel olarak nektardan kaynaklanmaktadır. Su içeriği balın kalitesi, viskozitesi, kristalleşmesi ve tadı üzerine etki etmekte ve balın raf ömrü ile olgunluk düzeyinin belirlenmesinde bir kriter olarak kabul edilmektedir.
Protein ve Aminoasit İçeriği
Balın protein miktarı oldukça düşük olmakla birlikte bu değer arının nektar kaynağına göre değişmektedir. Balın protein miktarının düşük olmasına karşın, 11 ila 21 farklı aminoasidi bileşiminde bulundurması ile aminoasitler açısından zengin bir gıdadır.
Enzim İçeriği
Bal doğal enzimler bakımından oldukça zengin bir gıda maddesidir. Balın bileşiminde bulunan başlıca enzimler; diastaz, invertaz ve β-glikozidazdır. Nektar ve arı kaynaklı bir enzim olan diastaz enzimleri ısıl işlem ve depolama sırasında inaktive olduğundan balın tazeliğinin değerlendirilmesinde bir kriter olarak kullanılmaktadır.
BALIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ
Viskozite
Viskozite sıvı haldeki moleküllerin, sürtünme kuvvetine bağlı olarak akışa karşı gösterdikleri direnç olarak tanımlanmaktadır. Bal sahip olduğu şeker içeriği nedeniyle viskozitesi yüksek bir gıdadır.
Elektriksel İletkenlik
Balda elektrik iletkenliği değeri, salgı balları ile çiçek ballarını ayırt etmek amacıyla kullanılmakta olup, bu değer balın mineral ve asit miktarına göre değişmektedir. Elektriksel iletkenlik değeri salgı ballarında çiçek ballarına göre daha yüksektir.
Renk
Balın renk skalasına bakıldığında rengi açık renkten koyu ambere, hatta siyah renge kadar değişmektedir.
Kristallenme
Balın yapısında bulunan glukoz moleküllerinin sudan ayrılması ve bu moleküllerin baldaki diğer partikülleri de aralarına alarak küçük kristaller halinde çökmesi durumunda kristalizasyon meydana gelir.
• Bal, antibakteriyel bir özelliğe sahip olduğundan içerisinde mikroorganizma yaşayamaz ve çoğalamaz.
• Bal, antibakteriyel özelliği ile ağız, boğaz ve bronş enfeksiyonlarına karşı kullanılmaktadır.
• Balın yalnızca bakterilere karşı değil aynı zamanda virüs, mantar ve parazitlere karşı da inhibe edici özelliklerini bildiren çalışmalar bulunmaktadır.
• Bal; antioksidadif etkisi sayesine insanları, oksidatif olaylar sonucunda oluşabilecek birtakım rahatsızlıklara özellikle kansere ve şeker hastalığına karşı koruduğu bildirilmektedir.
• Mide ülserinin etkeni olarak gösterilen Helicobacter phylori’nin gelişimi üzerine inhibe edici özelliği olduğu ve hastalığın gerilemesinin sağlandığı bildirilmektedir.
• Balın böbrek fonksiyonlarını düzenleyici, uykusuzluğu giderici, ateş düşürücü etkisi bulunmakta olup, kalp-dolaşım sistemi hastalıkları ve karaciğer rahatsızlıklarına karşı da kullanılmaktadır.
• Balın özellikle periodontal hastalıklara, ağız ülserlerine ve diğer birçok ağız problemlerine iyi geldiği tespit edilmiştir.
• Bal; kronik sindirim sistemi hastalıklarında özelikle peptik ülser ve hazımsızlığa, duodenal ülsere, çocuklarda ise bakteriyel gastroenteritise karşı etkili bir şekilde tedavi amacıyla kullanılmaktadır.
• Balın deri iltihaplarında, nekrotik dokularda ve ödemlerin iyileşmesinde önemli rol oynadığı, granülasyon ve epitelizasyon olaylarında etkili olduğu tespit edilmiştir.
• Anne ve inek sütünde yetersiz olan demirin, bal yenmesi ile vücut için gerekli olan ihtiyacı karşılanabilmektedir. Ayrıca çocukların öksürük, bronşit, yaz ishalleri ve bağırsak tembelliğine karşı da yararlı etki göstermektedir.
• Balın apse, çıban, göz yangınları, ishal, üriner sistem enfeksiyonları, dizanteri etkeni, deri ve ağız içi enfeksiyonlarında antimikrobiyal etkisi vardır.
• Yara iyileşmesini hızlandırmada ve deri hücreleri tarafından sitokin yapımında etkilidir.
• Vücuttaki kanı temizler, kalbi güçlendirir, damarları genişletir ve kan dolaşımını kolaylaştırır.
• İçeriğinde bulunan A, B, C ve diğer vitaminler ve mineraller insana zindelik verir.
• Atletlerin performansı için önemli bir karbonhidrat kaynağıdır. Performans sırasında kalp frekansını ve kandaki glikoz seviyesini arttırır.
• Sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır. Dolayısıyla bal insan vücudunun en yüksek derecede ve en hızlı biçimde faydalanacağı bir gıdadır.